28 Nisan 2012 Cumartesi

Kalemim kurudu..

Yazının Şarkısı

Yazacak bir şey bulamıyorum.Eskiden de bulamazdım aslında.Anlattığım gibi işte.. Hep depresyondayım , nadirdir mutlu olduğum anlar.Ya bir arkadaşı elimden kaybederim , ya salak bir sevgili bulup elimde tutamam onu acısını çekerim , ya da ailemle kavga ederim.Dün mezuniyetimiz vardı. O kadar özene bezene hazırlandım , herkes çok güzel olduğumu söyledi , sevdiğim arkadaşlarımlaydım.Yine de gecenin sonunda saçma sapan şeylerden dolayı ağladım , yine moralimin içine sıçtılar.Mutlu olamıyorum işte , olsam da mutluluğun tadını çıkaramıyorum.Çünkü biliyorum birinin gelip mutluluğu elimden alacağını.Mutsuzluktan her şeyi boşluyorum tabi.Arkadaşlarımı , blogumu , derslerimi.Çok uzatmayacağım yazıyı , veda falan da etmiyorum benden o kadar çabuk kurtulamazsınız. Daha çok dert anlatacağım size.Demek istediğim şu ki ; yazmamı istediğiniz konular olursa buradan bana ulaşabilirsiniz veya yorum yaparak bana bildirebilirsiniz o da olmadı buradan da ulaşabilirsiniz.Artık daha çok tavsiyeye ihtiyacım var , çünkü kalemim kurudu..

23 Nisan 2012 Pazartesi

Kendimi arıyorken olmaktan korktuğum yerdeyim.. Sendeyim..

Yazının şarkısı

Her şey daha farklı olurdu diye düşünüyorum bazen.Zaten hep düşünmeme sebep oluyorsun , hemde saatlerce düşünmeme.Belki diyorum daha erken başlasaydık.Senin beni daha çok sevdiğin zamanlar.Sen benim değerimi ben senin değerini bilseydim."Bu sefer söz veriyorum ki seni bırakmayacağım" derken sözünün arkasında dursaydın.Bende "Tamam artık kıskanmayacağım" deyişlerimden sonra yeniden kıskançlık yapmaya başlamasaydım.Veya bir birimize bir kaç aşk daha erken gelseydik.Benden öncesi olmasaydı sende , tabi sonrası da.Beni ömür boyu öpmek istediğini söylerken ciddi olsaydın keşke.Alsaydın beni bir daha bırakmasaydın.Bende ilişkimize karşı çıkan insanlara "Çokta sikimdesiniz" diye bağırabilseydim.Sinemada elimi tuttuğun zaman çekinmeden tutsaydım bende " benimsin" diyebilseydim.Olmadı işte , yapamadık.Şimdi bir dengesizlik içinde gidip geliyorum.Belki de aylardır görmüyorumdur seni , kokunu içime çekmiyorumdur.Bu sefer dönmeyeceğini de biliyorum.Yüzünde bir karış fondötenle gezmekten vampir gibi olmuş o kızla mutlusun çünkü.Çok beğendiğin saçlarımın kokusunu da çekmiyorsun zaten.Onunda saçlarını beğeniyor musun bilmiyorum.Artık sen ve benin ayrımını yapamıyorum. Çünkü "kendimi arıyorken olmaktan korktuğum yerdeyim.. Sendeyim.." al beni ne yaparsan yap.

21 Nisan 2012 Cumartesi

Kanye West - Stronger

Mutsuz olduğum anlarca açıp böğüre böğüre söylemeye başladım.Gerçekten Mükemmel bir şarkı , kesinlikle tavsiye ediyorum.

20 Nisan 2012 Cuma

Karton toplayan adam !

Hayatımda kızgınlığı ve üzüntüyü bu kadar derin hissettiğimi hatırlamıyorum.En iyisi olanları anlatmaya başlayayım.Arkadaşımla dershaneden çıkınca dolaşmaya başladık sonra yorulup yolun kıyısındaki duvar gibi bir yere oturduk.Oturmadan önce duvarın arkasındaki bira şişeleri ve kartonları gördüm arkadaşım B.'ye "şuraya bak çöpşüğe dönmüş burası" dedim , oda başıyla onayladı tabii.Biz duvara oturmuş bir yandan geleni gideni izler, bir yandan dertleşirken dedem yaşında bir adam yanımıza geldi.Bizim gibi duvara yaslandı ve arkadaki kartonlara , şişelere baktı.Sonra arkadaşım ve benim giydiklerimi şöyle bir gözden geçirdi ardından kendi giysilerine baktı.Onun giysilerinin bir kısmı yırtılmış , ayakkabıları eskimiş ve bizim üstümüzdeki tüylü ceketlere rağmen o incecik bir hırka giymişti.Ve yaşlı adam duvardan zorla atlayıp diğer taraftaki kartonları ve şişeleri toplamaya başladı.O an utancı iliklerime kadar hissettim.Yaptığımız boş harcamaları bu yaşlı adamın karnını doyurmak için karton toplamasıyla karşılaştırdım ve evet utandım ! Üzüldüğümüz saçma sapan şeyleri düşüdüm.Yaşlı adamın gözlerindeki yaşamışlığı düşündüm.Gözlerim doldu ağlamaya başladım arkadaşımda yüzünü asınca kalktık yürümeye başladık.Tabii adamın halini hatırlayınca ben daha çok ağlamaya başladım.Çalaşamayacak duruma gelmiş ve maaşları olmayan , geçimini böyle işlerden sağlayan yaşlı insanları bir kefeye , pahalı mağzalardan alış-veriş yaparak aldıklarıyla hava atan insanları bir kefeye koydum anladım ki bu kadar körler.Daha doğrusu körüz.Gözlerimizi kapıyoruz ve sadece görmek istediklerimizi görüyoruz.
Ve sen saçları bembeyaz olmuş , ayakkabılarının burnu yırtılmış , Rengi solmuş hırkalı  "Yaşlı adam" ; umarın birgün seni yaşadığın yerde görür ve sana yardım edebilirim.Şimdilik tek yapabileceğim Allah'tan senin için rızk istemek..

17 Nisan 2012 Salı

Nisan yağmuru

Dudaklarım yapışmış birbirine ; susmaktandır elbet , konuşmuyorum kaç gündür.Gerçi susmakta konuşmak , hemde gerçekleri konuşmak.Konuşsam ne olacak ki söz geçirebilecek miyim kadere ,  kalbime . Rüzgar dikeni etkiler , gül kaybeder mi güzelliğinden bir şey ?  Rüzgarda toza bulanmış diken misali dışarıdaki pislikten kalbimi koruyamaz oldum.Ne yapacağımı bilmeden yoldan çıktım sana geldim ; diken oldum , kan oldum , göz yaşı oldum.Tozlusun dedin istemedin , gül güzeldir ya hani kalbin ona aktı tabii. Sonrasında yanağımdaki çukurda biriken suyu tazeledim her gece.Gül olacaktım ya göz yaşı ile suladım kendimi.Şimdi nisan yağmuru altında , arındım sana olan nefretimden.Umarım bir parçada bana verirsin , güle duyduğun sevginden.

14 Nisan 2012 Cumartesi

Bu bir iç dökme yazısıdır.

Yazının şarkısı

Selam , ben klasik cumartesi postu yazmak amacıyla bilgisayarı açmış ama cumartesi postu yerine yazının içine sıçmış sıvamış o kızım peki sen kimsin ?

Bu yazıyı yazma amacım yok aslında dertler paylaştıkça azalır diye düşünüp , içimi dökme çabasındayım.Derdim var mı yok mu bende anlayamıyorum.Kalbim parçalara bölünmüş durumda , hangi parçadan başlasam yazmaya bilmiyorum.Her parçayı tanıtacak zamanım var mı onu hiç bilmiyorum.Hayır hayır derdim uzun kirpik falan değil artık her şeyi takmıyorum.Ders , ders diye kuduran , ablamda bulamadıkları başarıları benim üstümde arayan bir aileden bahsetmek bile istemiyorum.Sürekli saçma salak triplere girmiş arkadaştan , saçının güzel olmadığı ağlamaktan gözlerinin şiştiği kötü bir gününde " ayy canıım sen çok dağılmışsın" diye seni ezmeye çalışan yılış yılış yavşakları da saymıyorum.Kafanın attığı bir günde ders dinlemeyip , günlük yazdığında " ne yazıyorsun kızım sen" diye bağıran şerefsiz hocalarla da değil derdim." O zaman kimle derdin salak bir saattir yazıyı derdinin kimle olduğunu öğrenmek için okuyorum" diyeceksiniz ( belki de o kadar uzun bir cümle kurmazsınız).Bende bilmiyorum derdimin kimle olduğunu.Sınav haftası aynı zamanda mezuniyet haftası olunca "daha yalnız , daha yorgun" oluyorum.En ufak şeyde hayvan gibi ağlayıp sonrasında espri yapan salak bir arkadaşa gülebiliyorum.Zaten iyice değiştim şu sıralar."Bundan sonra kimseyi takmıyorum" kararımdan sonra bu kararı abartmış en yakın arkadaşlarımı dahi sikime takmayıp onları kendimden soğutabiliyorum mesela.Veya abartılı tepkiler verebiliyorum ( beden hocasının yanımda olduğunu fark etmeden " herkes kendi sikine baksın abi , karışmayın bana diye bağırmamı kastediyorum).Kafamı toplayamıyorum işte şu sıralar.Blog 'a dahi düzgün bir yazı yazamıyorum.Haftaya bugün balıkesir'e sonraki gün dikiliye gideceğim.Belki sakinleşir , kafamı dinler ve dönünce daha fazla kalp kırmam diye düşünüyorum.Ama duygularımı kaybetmiş gibiyim.En yakın 1-2 arkadaşım hariç kimseye sevgi duyamaz oldum.Kalpsizliğim yüzüme vurmuş olmalı ki "Ne biçim bakıyorsun sen , korkuyorum valla döveceksin diye" laflarına maruz kalıyorum.Neyse işte öyle dengesizim şu sıralar.Anlatması benden yardım etmesi sizden.Öperim gözlerinizden (kafiye oldu lan).

10 Nisan 2012 Salı

Yine Mim :)

Düşişleribakanı beni mimlemiş  cevaplayalım bakalım :)


Blogundan ödül aldığın kişiye teşekkür et onu linkle göster
Düşişleribakanı teşekkürler :)


Burçlara inanıyor musunuz? Burcunuz nedir?

Aslında işime gelirse inanıyorum , işime gelmezse inanmıyorum.Hani burç yorumlarında benim yaşadığım şeylerden bahsediyorsa " Oha lan valla olduğu gibi biliyor" diyen cinslerdenim.Kova burcuyum , burcumu severim,  iyidir, candır.


Hayattaki idealiniz ulaşmak istediğiniz en son nokta nedir?Ünlü bir orkestra şefi falan olmak isterdim sanırım.


Aşka inanır mısınız? Sizce aşk nedir?
Hah tam adamına sordun ! Tabii ki inanırım. Bence aşk sevdiğini görünce midenin ağrıması , kalbinin sıkışması , uyanıkken rüya görme , ayrılınca göz yaşı dökme durumu.


 Hayalleriniz nelerdir? Hayal kurmak nasıl bir duygudur?Güzel soru.Sanırım ilk hayalimi 4 yaşında kurmuştum , ailecek ölümsüz olmayı ve hiç bitmeyen pasta yemeyi hayal ediyordum.Tabii ki şimdiki hayallerimle arasında dağlar kadar fark var.Öyle çok zengin olmayı istemiyorum.Müzikle ilgileneyim çok yoğun işlerim olmasın kahvemi alıp kitap okuyabilecek vaktim kalsın , sıkıldığımda yurt dışına çıkabileyim yeter bana başka hayalim yok.Ha kahvemi alıp kitap okuyayım dedim ama ben kahve içmem orasıda ayrı konu.

Sizce gerçek bir arkadaşın özellikleri neler olmalıdır?Bu konuda çok darbe yedim sanırım.Gerçek arkadaş bana öz kardeşiymişim gibi davransın ve "ASLA" yarı yolda bırakmasın fazlasına gerek yok.

Hobileriniz var mıdır? Varsa nelerdir?
Hobiden bol ne var panpa.Karakalem yapmak , basketbol oynamak, gitar çalmak vs.


Ve mimlediklerim :
Fashion Freak
Küçük Şeyler
Ahududusu
Kırmızı Karanfil



9 Nisan 2012 Pazartesi

Yorgunluk

Şu an saat tam 11:10 yani okula gitmedim.Çünkü yorgunluktan ağzım burnum kaydı o kadar yoruldum ki.tutmayın beni de başlayayım anlatmaya.
Şimdii cumartesi günü sabahın köründe kalktım yarım kalan kitabımı bitirdim.Sonra valide hanımla arkadaşıma kahvaltıya gidecektik oraya gittik.Kahvaltıda 1-2 saat oyalandıktan sonra arkadaşımla benim fotoğraf makinesini kapıp dışarı çıktık.Ben birkaç fotoğraf çektim alışveriş falan yaptık.Bir baktım saat 16:00 olmuş.Hemen eve gittim ailecek hazırlanıp yola koyulduk. İki saat sonra turgutluya gittik.Teyzemler de yemek yedikten sonra hemen dışarı çıktık , ben mezuniyet için kıyafet baktım ama hiçbir bok bulamadım tabii.Akşam teyzemler de kaldık.Sabah 10:00 gibi Turgutludan yola çıktık İzmir 'e gittik.Önce İkea'yı turladık baya , sonra ayrılıp Forum Bornova'yı keşfe çıktım.Saatlerce gezdim bir sürü kıyafet denedim ama tabii ki bir bok alamadım ( hep kararsızlıktan).Zaten elimde bebek arabası içinde bebek ( bebek tabi zoruna mı gitti ? ) çok rahat değildim.Kuzenimi bana bırakıp gezdiler bende kuzenimi taşıyıp gezmek zorunda kaldım.Yine de hayvan gibi gezdim.Sonra herkes toplandı yine arabalara bindik , Atatürk Hava Alanına gittik.Dedemleri karşılayacaktık.Tabi hava alanını benden başkası bilmiyor ailede.Ben bir havalara girdim ama az kalsın havalar bana giriyordu.Hava atayım derken yolu sapıttım ama hemen doğru yolu buldum tabii.Sonra hava alanına giriş yaptık o ceket çıkarma , telefonları teslim etme işlemini falan geçtik.Baktım kameralar , ışıklar var " Abi ne oluyor burada ? " dedim , "Film çekilecekmiş" dedi.Yukarı kata çıkıp uçakların kalkışını izlemeye niyetlendik.Önümdeki adam kol düğmesini düşürdü aldım ve koştum arkasından , "pardon , düğmenizi düşürdünüz" deyip düğmeyi verdim , "Ah teşekkürler canım, çok teşekkürler" dedi.Japonlarla fotoğraf çekildik konuştuk falan çok tatlı kızlardı.Sonra 3 saat uçağı bekledik falan dedemler geldi sonunda.Ben eve gidiyoruz sanarken bir baktım Turgutluya gelmişiz.Neymiş yemek yiyip , sohbet edildikten sonra gidecekmişiz.Tamam dedim ona da katlandık.Her neyse işte bir iki saat sonra eve geldim.Geldiğimde saat 00:00'dı.Hemen uyudum.Öyle boktandı yani hafta sonu.Sizde benim gibi yorgunsanız kalkın bir çay koyunda içelim :)

Sorular burdan veya şurdan  :)

6 Nisan 2012 Cuma

Kadınlar susarak gider..

Çok uzun emekler verir ilişkisini yürütmek için. Birinin kadını olmayı yüreği, beyni, ruhu o kadar zor kabul etmiştir ki, başka bir adama ait olmayı istemez. Erkek gibi, çorbanın tuzu eksik diye kavga çıkarmaz mesela, tam tersi, konuşmamız lazım der. Erkekler de en çok bu cümleye sinir olurlar. Ertelenir o konuşmalar, maç bitimine, yemek sonrasına ve daha birçok lüzumsuz şeyin ardına ötelenir.

Kadınlar inatçıdır, hayata tutundukları gibi, aşklarına da sahip çıkarlar. Bu yüzdendir, konuşup derdini anlatma isteği, karşı tarafı ikna edene kadar uğraşırlar. Sonunda pes eder adam, bir ışık görür kadın, tüm derdini paylaşır. Genellikle ne cevap alır? Abuk sabuk konuşma! Gereksiz ve saçma gelmiştir adama anlatılanlar, hiç de üstünde durmamıştır. Yine bir sıkıntı, tatmin edilemeden geçiştirilir ve adam gün gelip bunların kendisine ok gibi döneceğini bilemez.

Bir kadın şikayet ediyorsa, ya da erkeklerin deyimi ile vıdı vıdı ediyorsa; erkek bilmelidir ki, o ilişkiden hala ümidi vardır kadının. Yürütmek, birlikte yaşamak, sorunları çözerek mutlu olmak istiyordur. Daha önemlisi, o adamı hala seviyordur.

Kadın susarak gider !

En önemli detaydır, erkeklerin hiç anlayamadığı durum işte bu kadar basittir. O gün gelene kadar konuşan, kavga eden, tartışan kadın, kendini sessizliğe vermiştir. Ne zaman ümidini o ilişkiden kestiyse, o zaman sevgisi de yara almış demektir. Yüreğindeki bavulları toplamıştır, kafasındaki biletleri almış ve aslında bedeni orada durarak, ilişkiden çıkıp gitmiştir. Kadın, gerçekten gitmişse, çok sessiz olmuştur ayrılışı, kimse hissetmeden, kapıları vurup kırmadan gitmiştir. Her akşam eve geldiğinde, kapının açıldığını gören adam anlamaz ama bir kadın sessizce gider. Ne mutfağında yemek pişiren, ne yan koltukta televizyon izleyen, ne gece ruhunu kenara koyarak yatakta sevişmeye çalışan kadın, artık o kadındır. Bir kadının çığlıklarından, kavgalarından korkmamak gerekir, çünkü kadının gidişi sessiz ve asildir.

Cemal Süreya

5 Nisan 2012 Perşembe

Belki ölmeden insan olunur yine

 Yazının şarkısı


"Belki ölmeden insan olunur yine"
Bazı insanlar var ki insan demeye dilim varmıyor.Biz insansak onlar ne diye düşünüyorum.Bu tip insanları size ihanet edince tanıyorsunuz.Burada kastım sadece sevgiliye değil arkadaşa da.Zaten bir insan en fazla 100 yıl yaşıyor ( ki çoğu insan 70 yıl falan yaşıyor) bu kadar kısa süre yaşıyoruz niye kalp kırıyorlar.Hangimizin 10 dakika sonra yaşamaya garantisi var ki ? Sitemimi hiçbir sebep yokken ayrılan sevgiliye mi yoksa dost gibi görünen yavşaklara mı yöneltsem bilmiyorum.Bugün gözümün önünde geçen çirkin olaylardan sonra anladım ki bazı insanlar hem kaşar , hem yalancı , hemde kendini beğenmiş olabiliyorlarmış.Zaten bu 2 ay içinde yaşadıklarımı düşünürsem sadece "belki ölmeden önce insan olunur yine" diyebiliyorum..

4 Nisan 2012 Çarşamba

mimlenmişim :)

Sevgili düşişleribakanı beni mimlemiş cevaplayalım bakalım :)

1. Blogundan ödül aldığın kişiye teşekkür et onu linkle göster

 Düşişleribakanı Teşekkürleer :)

2. Cevaplanacak soruları cevapla
cevaplayak bakalım.

3. En favori makyaj malzemen?
Çok abartılı makyaj yapmıyorum ama sanırım en favori makyaj malzemem rimel.

4. 2011'in en sevdiğin trendi?
Yıl oldu 2012 ama geçen senenin trendine dair hiçbir şey hatırlamıyorum.

5.En sevdiğin tatlı?
Kazandibi hariç her tatlıyı ayıla bayıla yerim.

6. Favori rengin?
Sonsuza kadar siyah.

7.İsmin?
Hande
8. En son dinlediğin şarkı?
David Guetta-Titanium

9. Kedi mi köpek mi ?
Köpeklere ilgim daha çok.

10. Daha önce blogunda söylemediğin bi'şey söyle
Kova burcuyum bunu hiç söylememiştim :)

11.  Başka bloglara da bu ödülden ver
panpa uğraşamam hiç öyle şeylerle isteyen alsın cevaplasın :)


12. Onlara ödül aldıklarına dair e-mail gönder.
Dedim ya isteyen alsın.

1 Nisan 2012 Pazar

Uzun kirpik

Bazen sırf yağmur yağsın istiyorum ; senin arkadaşlarınla sinemaya gittiğin gün seni sinemanın çıkışında beklerken sırılsıklam oluşumu sana hatırlatsın diye , senin bana suçlululukla bakıp "çok ıslanmışsın hiç dolaşmayalım ben seni hemen eve bırakayım" deyişini ve yağmurda yanağıma kondurduğun sıcacık öpücüğü hatırlatsın diye.Veya bazen o beraber gittiğimiz sinemada karşılaşalım istiyorum , ilk kez elimi tuttuğunda yanaklarımda oluşan alev toplarını kendi yanaklarında hisset diye.Biliyorum ki kıyamet kopsa yaşadığın hiçbir şey sana beni hatırlatmayacak.Hem neredeyse 3 ay oldu sen gideli.O benim çok beğendiğim mor ceket bile sana beni hatırlatmıyor.Zaten o kızlada mutlusun.Bana da geçtiğimiz yerlerde tek başıma oturup sessiz sessiz ağlamak düşüyor.Sen mutlu ol uzun kirpik !

I love tattoo

Büyük dövmelere pek sıcak bakmasamda küçük dövmeleri seviyorum.Bence dövme özel bir anlam içermeli zarif durmalı.Neyse Belki bir 4 sene sonra ( 4 sene içinde anca ailemi ikna ederim :D ) bende yaptırırım ama ben yaptırırsam sanırım sondan 2.yi yaptırırım :)