30 Mart 2012 Cuma

1 Nisan

2 gün sonra 1 Nisan.Zaten hayatım şaka gibi o yüzden şaka kaldıracak durumda değilim.Sınavlar , kavgalar , kırgınlıklar.Hayatım hep aynı kurala dayalı : biriyle aram bozulursa diğeriyle düzelir.Sürekli birisiyle küsersem başka küstüğüm biriyle barışıyorum.Bu sefer farklı işte.Giden geri gelmiyor , geri gelmediği gibi yeride dolmuyor.Hani bazen bi boşluk hissedersiniz ; yerini hiç bir şarkı , hiç bir insan tutamaz.Gidenin elinizde bir fotoğrafı bile yoktur.Onu deli gibi görmek istersiniz ama gördüğünüz yerdede kaçarsınız gizlice.Şimdi bende gittiğimiz yerlerde gideni arıyorum , dönmeyeceğini bile bile.Bok gibi şakalarla geçecek 1 Nisandan istediğim tek şey ; giden kişinin "hepsi şakaydı" deyip bana geri dönmesi.Çünkü gerçekten çok özledim. Not: 1 Nisanı bile ona bağladım ya helal bana.

26 Mart 2012 Pazartesi

Gereksiz İnsanlar !


Akşam akşam neler yaşadım canlarım neler.Gereksiz insanlar topluluğuna üye salağın biri ile muhattap olmak zorunda kaldım.Şimdi şuradan başlıyayım : benim bir huyum var arayan veya mesaj atan yabancı bir numara görürsem geri dönerim " kimsiniz ? " diye sormak için.Telefonuma baktım ve arayan yabancı bir numara gördüm fakat sms ve TL'lerimi tükettiğim için numaraya çağrı göndermekle yetindim.Tabii arayan yabancı numara geri döndü bana.Telefona bir kadın çıktı H ben ve K kadın olursa konuşma şöyle ;
H:Buyrun
K:Sen buyur çağrı atmışsın ( sen diyor askerlik arkadaşıyım ya)
H: Önce siz aramışsınız kimsiniz diye sormak için çağrı bıraktım
K:Sen kimsin ben aramadım (hala sen diyor)
H:Asıl siz kimsiniz ya ?! ( kızdım artık)
K: Bende tl yok niye arayayım ki seni neyse iyi akşamlar

Ve konuşma burada bitti bende sinirlendim evde kendi kendime konuşuyorum dengesize bak falan diyorum ki hoop aynı numara bir daha arıyor.Açtım tabii ,

H: Efendim ?
K: Ya benim kuzen sana çağrı atmış
H: Kuzeniniz kim acaba ?
K: Özer'i tanıyor musun ? ( özgür falanda demiş olabilir)
H: Hayır tanımıyorum
K: Bilmiyorum artık neyi oluyorsun tanışıyor musunuz
H: Hayır tanımıyorum ya ! Sor bakalım o kuzenine nereden tanıyormuş beni ? (zıvanadan çıktım)
K: Bilmiyorum
H: Yanlış kişiyi aramıştır
K: Sanmıyorum belki internetten bulmuştur numaranı
H: Ne diyorsun sen ya ?! Hiç sanmıyorum
K: Tamam iyi akşamlar
H: İyi akşamlar !

İşte konuşma böyle o kuzeni midir nedir adını daha önce duymadım bile kadının kuzeni ya sapık yada gizli bir hayranım ( :D) ama ailecek dengesiz oldukları belli.Ulan bende "facebook" denen şeyden dahi yok kadın internetten bulmuştur diyor.Akşam akşam yedi ceddine küfür yedi benden.Hadi iyi akşamlar.

25 Mart 2012 Pazar

Only a dream


Günlerce ağlamalarım , üzülmelerimden sonra geldin yanıma.Tutup çıkardın beni düştüğüm dipsiz kuyudan.Sildin göz yaşlarımı yeter artık üzülme benim için dedin.Hata yaptım bak işte döndüm dedin.Tuttun elimden sımsıkı bu sefer başka , bu sefer farklı başlayacağız dedin.Mutluydum çünkü sen yanımdaydın , bana destek oluyordun.Omuzuma yatıyordun, kıvırcık saçların vardı ve kokun ! Asla çıkmazdın işte aklımdan.Sonunda döndün dedim sonunda karanlık bitti.

Sonra uyandım , göz kapaklarımı sonsuza dek kapatmak istedim olmadı sen geri gelmedin !

Anladım ki tüm bunlar sadece rüyaydı..

24 Mart 2012 Cumartesi

Fotoğraf Makinesi


Uzuun zamandır almayı düşündüğüm fotoğraf makinesini az önce almış bulundum canlarım (Satan adam öyle bir övdü ki dayanamadık).Buda demek oluyor ki artık blog'a bol bol fotoğraf koyabilirim.Kutusundan askı ve özel çantası çıktı , çantasını sevdim ama askısına pek kanım ısınmadı en kısa zamanda yeni askı almayı düşünüyorum.Daha kurcalama vaktim çok olmadı ama 30x zoom özelliğini çok sevdim.Kullanmayı öğrendikçe yorumlarımı yazarım.Yanda görüldüğü gibidir kendileri.

Piruze - Şam'da bir türk gelin


Aslında kitapçı kitabı ilk önerdiğinde çok ilgimi çekmemişti isteksizce almıştım.Kitabı okumaya başlayınca yanıldığımı anladım kitap o kadar akıcı o kadar muhteşem ki 453 sayfayı aldığım gün bitirdim.Kesinlikle tavsiye ediyorum.

Türkiye’den Şam’a Giden Yol…

Mutlu olma hayaliyle kurulan evliliğin hapishaneye dönüşmesini ve Piruze’nin üç çocuğuyla bu hapishanenin demirleri arasından çıkış yolunu ararken uğradığı eziyet sizi de kıskacına alacak. Piruze ile dayak yiyecek, çocuklardan ayrı kalan bu yüreğin acısıyla kıvranacak ve tesadüflerin ikinci bir hayatın harcı olabileceğine inanamayacaksınız.

Aşk…

“Erkeklere ‘Bu evde eksik olan sensin’ dediğimizde, adamların yüzleri asılıyor. Biz kadınları, çok film izlemekle suçluyorlar. Keşke evlendikten sonra da ellerimizi tutabilselerdi. Başımızı dizlerinin üzerine yatırıp saçlarımızı okşasalardı. Erkekler evlendikten sonra bunları neden yapmıyorlar? Sahi, bunlar hep filmlerde mi yaşanıyor?”


Derlermiş ki, bazı hayatlar zaman içinde bağlıdır birbirine. Çağlar içinde yankı bulan, eski bir çare ile zincirlidir ötekine.

Yaşadığı acı gerçeklerden kurtulmak için Şamlı bir kocanın elinden Türkiye’ye kaçan genç bir kadının oğullarına kavuşmak için verdiği mücadelenin hüzün dolu hikâyesi, hafızalarınızdan kolay kolay silinmeyeceğe benziyor.

17 Mart 2012 Cumartesi

İşte bu !


Oh be.Aslında hem siniri hem sevinci aynı anda yaşıyorum.Yenilmediğimize sevinirken son anda direkten dönen topa küfürler ediyorum.Neyse ki berabere bitti.Birde maçı internetten ararken yaşadığım sinir ayrı konu.Abi hiç mi bir site türkçe yayınlamaz maçı ya , aramaktan kıçım yırtıldı yok bulamadım türkçesini ! Mecbur ingilizce izledim bende.Yine de gerilimi bol olan bir maçtı.Bağırdım , çağırdım , küfür ettim.Tabi alt komşum televizyondan izlediğinden benden önce sevindi tüm gollere.Yine de bana eşlik etmiş oldu.Her neyse güzel bir maçtı en azından içim rahatladı.

16 Mart 2012 Cuma

Happy


Normalde bu yazıyı yarın yazmam gerekiyordu ama yarın kuzenlerim gelecekmiş onca yoğunluk arasında bilgisayarı açabileceğimden şüpheliydim.Bu hafta 2 sınavıda geçmiş (geçirmiş) bulundum.Yinede daha bir sürü sınav var ama beni çok mutlu eden bir şeyi paylaşmak istiyorum.Fazla dergilerle falan aram olmasada sıkı bir uykusuz takipçisiyim.Aslında uykusuzu sırf Sandık içi köşesi yani Ersin Karabulut için okuyordum ama bir buçuk aydır Ersin Karabulut dergiye yazmıyordu.Zaten hastalıktan geberiyorum beni mutlu eden tek şeyde ortadan kaybolunca tabii baya üzülmüştüm.Bende normalde perşembe günleri çıkan uykusuz dergisini Cuma günü aldım.Bir baktım Ersin karabulut karikatür çizmesede bir yazı yazmış , çok hasta olduğunu falan bahsetmiş mutlu oldum ya.Tabii hasta olduğuna üzüldüm de uzun bir zamandan sonra yazı yazması beni mutlu etti.Öyle işte canlarım.Öptüm gözlerinizden..

14 Mart 2012 Çarşamba

Lanet hastalık !


Tüm neşemi kaybetmiş olarak tekrar karşınızdayım ! Aslında neşemi kaybetmemi gerektiren şey bir insan değil hastalık.Evet evet hastalık.Tam sınav haftasındayken burnumu çeke çeke ders çalışmak , çalışırken uykumun gelmesi bile sinirlerimi bozmaya yetiyor.Hayır anlamıyorum ki sınav haftası bitsin öyle hasta olayım razıyım ama yok olmaz tam sınav haftası hastalanacağım ki bol bol öksüreyim okula gidemeyeyim burnumu çekeyim falan.İlaç içmeyi sevmediğim için doktora çıkmamıştım ama dün iyice kötü olunca doktora çıktım.Kan tahlili yapılırken kanımı alan hemşire artık ne yaptıysa kolum davul gibi şişti.Ben sinirden deliriyorum " Abla naptın lan koluma şişti oynatamıyorum " diyorum , Kadın bana " Geçer kızım o geçer oynama sen " diyor. Neyse ki bugün şişlik indi ama hala kolumu oynatmakta zorlanıyorum.Yani canlarım böyle boktan bir haftanın içindeyim.Neyse Gözlerinizden öperim.

10 Mart 2012 Cumartesi

Cumartesi keyfi ?



Yazının Şarkısı
Vuuv şöyle bi baktımda bayadır yazı girmiyormuşmuşum , dedim yalnız bırakmayayım blogcuğumu.Polyannacılık işe yaradı canlarım , artık her şeyi daha az takıyorum , daha az üzülüyorum , yanımdakilerin değerini biliyorum.Değer mi lan iki üç sefil için kendini üzmek.Hemde onlar senin için üzülmüyorken ! Değmez diyorsanız bırakın gitsin.Oh mis havalarda düzeliyor çıkın dışarı hava alın , bakın bugün Cumartesi koyun kahvenizi-çayınızı , takın televizyona bir film daha ne istersiniz ki ? Ben sabahın 08:45'inde ne diye kalkım sanıyorsunuz.Valla ne bok yemeye kalktım bende bilmiyorum ama Sihirbaz diye bir film var şimdi onu açıp keyif yapmak istiyorum.Filmi merak eden varsa tık tık

3 Mart 2012 Cumartesi

Mutluyuz



Tüm haftayı melankoliye bağlamama rağmen bugün bir arkadaşımla buluştuk.Dertleştik konuştuk kendime geldim.Birde saat başı günlük tutmaya başladım bu hafta.O zaman geçmişe bakıp duygularını , hatalarını anlayabiliyorsun..Ben çözüm yolunu buldum ya meğer seni üzen için ağlamayacakmışsın seni mutlu edenle gülecekmişsin.Karar verdim bundan sonra üzen herkese kapıyı göstereceğim.Bu ne lan ağlama duvarı mıyım ben ? Birazda Polyanna olmalıyım.Olacağımda.

2 Mart 2012 Cuma

Acılar hafifler mi ?


Yazının şarkısı

Zamanla acılarımızın hafiflediğine inanmak isteriz.Oysa ki acı her zaman olduğu yerde durur.Değişen tek şey kendimize sorduğumuz sorular ve hareketlerimizdir.Kalbin ortasında yer eder çoğu acı.Gündüzleri pusuya yatıp geceleri ortaya çıkar.Bazen rüyalarda canınızı yakar bazen hayallerde.Hiç acı çekmeden yaşayan bir insan olduğunu sanmıyorum.Kimse Polyanna değil.Özellikle de ben değilim.Ben kimim şu anda inanın ben bilmiyorum.Tek bildiğim acılarım hafiflemiyor.