29 Eylül 2012 Cumartesi

Değişen mekanlar, değişen insanlar

Yazının Şarkısı

Sustuklarım içimde büyümesin diye yazıyorum yine.

Değişen mekanlarla birlikte değişen insanlarla da karşılaşıyorsunuz gerçekten. Mekan değişikliği çok hoşuma giden bir şey değil ama şehir değişikliği yapmak isterdim. İzmir de olmak isterdim mesela. İzmirden daha huzurlu bir şehir olduğunu düşünmüyorum açıkçası. Her şeyi bırakıp gitmedikçe, geçmişini tamamen silemedikçe yeni bir düzen kuramıyorsun kendine. Geçmiş kanserli hücre gibi sarıyor bir anda hayatını. Neyse insanlar diyordum. Her cins insanla tanışıyorum şu sıralar. Herkes ayrı bir garip, ayrı bir kendi derdinde. Bende kendi derdimdeyim aslında, kimse umrumda değil. Sadece insanların benim hayatımı bok etme çabasını yadırgıyorum içten içe. Biri çıkıyor "bak hep yanındayım, bana güven" diyor sonra iki gün geçiyor ve puf! Yok olmuş! Ve bu giden sevgili değil arkadaş oluyor genellikle. Arkadaş konusunda Beste ve Boran harici kimseye güvenemeyeceğim sanırım. Özellikle de insanlar bu kadar bencilken.

21 Eylül 2012 Cuma

Ve beklentiler gerçekleşmez

Okula lanet yazılarına hoş geldiniz arkadaşlar. Bildiğiniz gibi yeni bir okuldayım, her şey süper dieceğimi sanıyorsunuz ama anca sanın zaten hiç nasılsın diye soran yok (yazar burada atar yapıyor). Anlayacağınız gibi her şey boka sardı. Okul büyük, konforlu, güzel ama öğrenciler ile aramda sorunlar var. Fazla ukalalar. Okulda neşemi yerine getiren nadas olmasa tüm tenefüsler müzik dinleyip uyurdum. Arkadaşa neden nadas ismini verdiğim karışık. Neyse bu nadasta benden büyük zaten kendi arkadaşları var yani tüm gün boyunca toplasan 10-20 dk görüşebiliyoruz. Birde tatile alışık olan bünye var. Erken kalkınca salaklaşıyorum o belediye otobüsleri var ya öldürüyor beni. Binerken bazen boşa adım atıyorum düşecek gibi falan oluyorum. Şimdilik tek yaptığım sabahları otobüse binerken rezil olmak, ders çalışmak, tenefüslerde uyuklamak. Zaten okulun yarısıyla kavgalı olunca başka yapacak bir şey kalmıyor. Haftaya basket başlıyor okul çıkışları değişik olan tek şey o. Bu satırları önümde yapılmayı bekleyen ödevler, çalışılmayı bekleyen derslerle yazıyorum ve beklentiler her zaman gerçekleşmez diyorum.
Not: Yazıyı 1 gün önce yazmıştım ama anca yayınladım ve sanırım nadasla küstük, ayrıca bloggerda sorun var resim koyamıyorum..

9 Eylül 2012 Pazar

Geri Sayım Başlasın



Tatil ne zaman başladı ne zaman bitti anlamadım açıkçası. Pek verimli bir tatil olmadı ama "keşke" deyince düzelmediği için yakınmayı bırakıyorum bir kenara. Okulların açılmasına az kaldı. Elveda boş boş bilgisayara girmeler, arkadaşlarla gezmeler, elveda deniz, ve elveda dizi izlemediğim halde geceleri tekrarlarını izlememe sebep olan Kuzey Güney. Merhaba sınav hafları, stres, uykusuzluk. Bu sene çoğu şey değişecek tabi. Hayatımdan çıkmakla kalmayıp şehrimden de çıkan yani aynı şehirde yaşamayacağım insanlar var. Bu insanların gitmesi iyi hoş ama en yakın iki arkadaşımın da taşınması beni en çok etkileyen olay olacak sanırım. Tatilde kıçı başı öyle bir dağıtmışım ki anca kendime gelebildim. Verdiğim beş kilonun üçünü alamadım o ayrı konu. Bu sene dershaneye ek olark özel ders alacağımı ve spor gibi kurslara gideceğimi düşünürsek haftada bir- iki yazı girebilirim anca. Yine de bu yoğun dönemden şikayetçi değilim, aksine seviyotghsdfghfrtyj( yazar burda çarpılıyor). Her neyse lafı uzatmayayım canlarım. Yeni bir okul dönemine merhaba dememize az kaldı. Merhaba okul merhaba :(