25 Mayıs 2012 Cuma

Karaladım işte..

Yazının şarkısı

Uzun zamandır ne yazsam diye düşünüyorum. Yazmadığım süre içinde yağmurda kalan kova misali fazla doldum ben. Şu sıralar ders çalışmaktan sağlığımı kaybetmiş durumdayım. Artık kitap gördüm mü midem bulanmaya başlıyor. Zaten dershane sınavları - okul konferansları yüzünden hiç görmek istemediğim insanları görmek zorunda kalıyorum. Siz biliyorsunuz onun kim olduğunu. En ufak şeye kırılmaya başladım , en ufak tartışmada hüngür hüngür ağlamaya başladım. Zaten çok yakın olduğum bir arkadaşım var adını rahat rahat söyleyebilirim "Beste". 3 yıldır arkadaşız ve 13 gün sonra falan İstanbul'a taşınıyorlar. Gerçekten ondan başka sarılıp ağlayabilecek derdimi anlatacak kimsem yok. Son günlerimizi güzel geçirmeye çalışsakta sonrasında çekeceğim yalnızlığı düşünmeden edemiyorum. Gerçekten bana arkadaşlık hakkında çok şey öğretti. O bana destek oldu ben ona. Hiçbir zaman birbirimizi yargılamadık , kırmadık. Şimdi arkamdaki yıkılmayan duvar, dostum kayıp gidiyor hayatımdan. Ve ben içimdeki sıkıntılarla dertlerle yalnız kalıyorum. Artık elim "yeni yayın" butonuna varmıyor mesela. Çünkü herkesin benim dertlerimi dinlemekten sıkıldığını düşünüyorum. Telefonumu kırmam ve bilgisayara daha az girmem sebebiyle çok fazla yalnız kalıyorum ve gerçekten çok düşünecek zamanım kalıyor. Bazen isyan ediyorum kitapları fırlatıyorum bir kenara  , geçiyorum yatağıma şarkı mırıldanıyorum , mırıldanırken ağlıyorum. Sonra siliyorum iki üç damla göz yaşımı , koyuyorum başımı yastığa. Allahım diyorum al içimdeki sıkıntıyı. Bazen de çok hırslanıyorum her şeyi bırakıp derslerime yükleniyorum , gözüm hiçbir şeyi görmüyor. Bugün güzel bir gündü benim için , ben kan kusuncaya kadar. Bu kadar sıkıntıya dayanamayan kan damarlarımda duramadı herhalde. Belki de kendimi üzmek yerine mutlu olmaya , beni üzenleri üzmeye başlamalıyım. Yoksa zaten bozuk olan sağlığımı daha da  bozacağım.

Hiç yorum yok: