1 Haziran 2012 Cuma

Hayat devam eder..

İki yazımı birden silmek zorunda kaldım açıklamasını yapıyorum hemen. Malum 2 gün önce Uzun Kirpikle çıkmaya başladık , dünde ayrıldık . Yazdığım iki yazıda uzun kirpikle ilgili olunca silmek zorunda kaldım tabii. Siz şimdi sanıyorsunuz ki ben sümüklerim aka aka evde ağlıyorum , ağıtlar yakıyorum , üzülüyorum. Tabi yok öyle bir şey çünkü üzülmedim. Sevinmedim de. Sadece böylesinin daha iyi olduğunun farkına vardım. Aramızın ilk zamanki gibi olduğunu bizim arkadaşlığımızın daha güçlü olduğunun farkına vardım. Gerçi arkadaşta sayılmayız da neyse. Onun bazı arkadaşları beni sevmiyor , o'da arkadaşlarını kaybetmekten korkup benle arkadaş bile olmuyor ( bence). Ben onun için o arkadaşlardan daha fazla şey yaptığımı düşünsem de geçti artık. Bir an önce tatilin gelmesini istiyorum.Tatilde istediklerime gelirsek:

Bol bol yüzmek: Geçen sene "hiç arkadaşım yok yea" triplerine girip beş kere denize girdiğim için bu sene bayaa bir deniz özlemi çekiyorum. Bu sene bir kaç arkadaş edinmeli kendimize beach'te. Gerçi biraz arkadaşım var (kur yapmak için gözümün önünde salak sapık tepinen erkekleri saymazsak)

Yalnız kalıp huzuru aramak , düşünmek: "Bu nasıl bir istek abi" dediğini duyar gibiyim, ha ne ayaksın? Sus bakayım. Yalnız kalıp huzuru aramaktan kastım bizim yazlığımızda maşallah okul koridoru gibi bir balon var neresine istersen yayıl , işte o balkonda mal mal yatıp, denize girenleri izlerken (hayır sapıkça bir amacım yok) huzur buluyorum ve bol bol düşünüyorum. İşte öyle saçma bir kişiliğim var.

Olabildiğince çok seyahat etmek: Hah geldik en sevdiğim şeye! Abi seyahat etmeye bayılıyorum ya. Görmediğim yerlere gitme , keşfedilmemiş şeyler keşfetme arzusu var bende. Hiç gitmediğim bir yere gidince zevkten dört köşe oluyorum bildiğin psikopata bağlıyorum. Her gördüğüm şeyin fotoğrafını çekiyorum. Sonra fotoğraf makinasında kuş , börtü- böcek , çiçek resmi bulunca "oğlum bunlar burdada var niye çektiydim ki?" diye akli dengemden şüpheleniyorum.

Yazları yapmadığım tek şeye gelirsek;

Güneşlenmek: Hay lanet olsun sana! Nefret ediyorum yakıcı güneşten. Herkes bronzlaşma derdindeyken 70 faktör güneş yağı sürdüğüm halde vampir gibi güneşten kaçıyorum. Ya zaten bembeyaz tenim var denizden eve gelince bronzlaşmadığımı aslında kızardığımı fark ediyorum. Tabi güneş beni her ne kadar kızartsa da saçlarımı sararttığı için birazcık sempatim var kerataya. Ayrıca güneşlenirken kitap okuyan kızlar ; hiç kültürlü görünmüyorsunuz , üzgünüm.

Daha yazla ilgili çook yazı gireceğim. Şimdilik bu kadar. İyiyim, mutlu sayılırım , depresyonda değilim bunu bilin yeter. Hadi öptüm canlarım.

2 yorum:

gecenin sesi dedi ki...

Böyle dram ve komediyi karıştırıp uzun uzun yazmıyor musun bayılıyorum :)

Hande dedi ki...

ahah , teşekkürler. :))